EDEBİYATIN HAYATIMIZDAKİ ÖNEMİ

Edebiyat; olay, düşünce, duygu ve hayalleri dil aracılığı ile estetik bir şekilde ifade eden bir sanattır. ‘Edeb’ kelimesi kökeni olup ‘iyi huy’ anlamına gelmektedir. Edebiyat kurgu ve gerçek algı olarak temelde iki konu ile sınıflandırılabilir. Genel konuları ise deneme, drama, efsane, hikâye, roman ve şiirdir.

Edebiyatın hayatımızdaki yerini Platon’un edebiyatı tanımlarken kullandığı ‘hayatın yansıması’ sözü ile anlatmak isterim. Edebiyat okumaktır. Edebiyat hayal etmektir. Edebiyat düşünmektir. Edebiyat duyguları yaşamak ve yaşatmaktır. Bir kitap okumak, bir haber yazısı okumak kısacası okumak için sarıldığınız her şey birer edebiyattır. Okumak bizim için birçok güzelliklere kapı açmaktadır. Örneğin beyin bağlantılarını güçlendirir ve geliştirir, diğer insanlara karşı empati kurmamızı sağlar, kelime haznemizi geliştirir, stresi azaltır, iyi bir gece uykusuna hazırlar ve depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklara iyi gelir.

Peki edebiyat deyince okumaktan başka aklımıza ne geliyor? Hayal etmek ve duyguları yaşamak, yaşatmak…

Yaşadığımız sevinçli bir anı başka birisine anlattığımız zaman ona aktardığımız o duygu anı edebiyattır diyebiliriz. Bu iki unsur edebiyatta şu an günümüzde yaygın olan roman ve şiir türlerinde bizi karşılıyor. Sizce bizim hayatımızda birer roman değil midir? O romanın içinde yaşadığımız duygularımız ve hayallerimiz birer şiir değil midir? İstatistiklere göre çoğu kişinin edebiyata ilgisi yok ve gün geçtikçe okuma oranımız düşmektedir. Bunun nedeni sizce nedir? Edebiyatın tanımı bilmemek mi, edebiyatı sevmemek mi?

Okuyun, okutturun; düşünün, düşünmelerine fırsat verin; hayal edin, hayal kurdurun; yazın, yazmalarına izin verin. Unutmayın ki edebiyat sizin hayatınızın ta kendisidir. Hayatınızı sevin.